2 Mayıs 2010

Eskiz Defteri - 4


çok büyüdü içimde cümlelerim. anlatmam gerek artık. dinle.

metaforlarımı egenin anaforlarında kaybettim. çok hoşuna gitti bu ses benzerliği denizin. kafiye yapmayı düşünüyor şiirine ama umrumda değil benim. diğer kelimelerimle de insanları etkileyebilirim.

sen... Bir uçağın havada bıraktığı düzgün izler gibi geliyorsun bazen aklıma ama biliyorum işte orada olmayacaksın 5 dakika sonra. Ne yanılsama ne gerçek. Kendini aldatmakla başkasını aldatmak arasındaki ince çizgi... Sonunda birileri mutsuz olacak yine... Yine...

terleyen erkeğinin kokusu iğrendirdiğinde kadını, artık terlemeye değecek şeyleri yapmanın manasızlığını kavramalı. okudukların tamamiyle bana ait değil, sadece gözlerin bakıyor buraya, aklın küllükte bıraktığın sigaranda.

Ama biliyor musun, Sevdikçe sevgileri küçülttük. Küçük bir bardağa sığıyordu tüm ilişkinin akışkan anıları ve el ele yürüyerek geçilen yollar beş para etmiyordu. Artık herkes anlamıştı. Aşktı nasıl olsa. Ne kadar büyük olursa olsun. Bitiyordu!

sonra vapurlar vardı bol rüzgarlı, çok mavili, martı sesli, deniz kokulu. sonra adamlar vardı, vapurlardan hoşlanmayan. rüzgarlardan hoşlanmayan. sonra çay içen bir kadın vardı güvertede. sonra kulaklıklarının kulağına tam oturmamasından muzdarip, ve hayattaki bütün sorunu bundan ibaret olan, şarkı dinleyen, şarkı söylemek isteyen gençler vardı. sonra vapurlar vardı bol rüzgarlı, şimdi yoklar... olurlar belki yeniden, kim bilir.

muhayyilesi bitik. zaman kavramından çalmış erkeğin, kolundaki saati. yeni bir şeylere başlamak için artık erken. sana elveda demek için henüz çok geç .


'07 izmir

Hiç yorum yok: