Serin kumların arasından akarken hatıralar, o seyahatin izlerini daha çok hatırlayacaksın. Ne olursa olsun güzel bir balayı idi değil mi? Hep öyle olur... Sonra aldatılmanın nasıl hissettirdiğini sana soramadıklarında, onlara nasıl hissettiğini söyleyemeyeceksin. Çünkü sen... öyle biri... değilsin. Hadi ama gül biraz, kim bilebilirdi, aslında başka dillerde konuştuğunuzu.
Parmağına taktığın her şeyi kafana takmamalısın çünkü, biz erkekler daha değişik izlerden hoşlanıyoruz. Mumları yakıp, gece karanlığında, o şarkıyı söylemeye başladığında en azından diğer kadını düşünmek için daha az fırsatımız olacak. Sonra titrek ışıkta, en güzel gülüşünü gösterdiğinde, tamamen unutacağız onu. Gözün aydın. Bu gece de seniniz. Bu gece de... sen bizim için çırpınmaktan sıkılana kadar.
- Hadi bitir de, çay koyuyum +... - Çok mu demli oldu? + Yok iyi. - Şeker? +1 kaşık - Şekerli içerdin eskiden? + Azalttım artık.
... - Maviyi fazla mı kullanmışsın? + Ya, ışık arkadan gelirken, renkler patlamaz. Tuval üzerinde de maviyi az kullanınca, gölgelendirme eksik kalıyor. Işığın açısı karışır o zaman. - Sen daha iyi bilirsin tabii. Adı ne olacak bu tablonun? + Sen koymak ister misin? - Gerçekten mi? + Neden olmasın? - Hmm... Huzur nasıl? + Güzel. Huzur olsun o zaman. Ama huzur olması için bir kaç ilişki çıkarmam gerekiyor geçmişten. - Çıkarmadan olmaz mı? + Olur ama bozulur sonra. Sonra düzelir belki ama huzur bi kere bozuldu mu, yerine konan şeyde şüphe de olur. - Huzurun içinde şüphe olmaz mı? + Olur. Hem birinden şüphe duyarken, hem yanında huzurlu olabilirsin. Ama aşık olman gerek bunun için. - Aşık değil misin? + Şüpheyi kaldırabilecek kadar değil. - Hiç şüpheyi kaldırabilecek kadar aşık oldun mu? + Oldum. - Nasıl bir histi? + Güzel bir şey değil. O denli aşık hallerimi sevmem ben. Konuşamayan, gülemeyen, düşünemeyen bi salağa dönüşürüm. Bu mavi böyle iyi. -... + O his de güzel aslında. - Hangisi? + O ilk zamanlar hani. Elini nereye koyacağını, cümleyi nereye bağlayacağını bilemediğin ilk zamanlar. - Yaşadın mı yakın zamanda. + Yaşadım tabii. - Birine aşık oldun yani? + Oldum. - Sonra ne oldu? + Sonra geçti. - Bir hastalıkmış gibi konuşuyorsun. + Öyledir zaten. -...
...
-Çayın soğuyacak. +Soğusun. Sıcak içemiyorum zaten. ...
- Hep bu şarkıyı mı dinlersin, resim yaparken. Ne zaman yanına gelsem bu çalıyor. + Evet. Kafamı boşaltıyor bu. - Adı ne demiştin? + Light's theme diye geçiyor. Bi animeden. - Hiç izlemedim anime. + Ben de. ...
- Dolduruyorum. + Yok ben almıyım. - Bitti zaten, sonu bu. + İyi bakalım. - ... + Bir kaşık daha koysana.
Ğ ile başlayan kelimeler istiyorum Eminim, insanlığa ait onlar da. Kir tutmaz ellerim semaya açıldığında Tanrıyı görmeyi çok isterdim Ama benim suçum değil, inançsızlığım Görünmekte beceriksiz bir tanrınız var.
Sonra ölüm ve aşkın elele yürüdüğü bir deniz kıyısında, kıymıklar batıyor elelelere en son ne zaman aşık olduğun erkeğin elini tuttun? hah, o yüzden mutsuzsun işte.
Kıvırcık saçlılığın esmerliğine düşerken Gözlerinin küçük olması sadece kötü talih Kaldı ki Light'ın karaladığı ölüm defterine Adın yanlış harflerle yazılmış.
Farkındasın belki en yalnız anların bile Bir başkasının hayallerinde uçuşmakla meşgul O seni düşünerek dokunacak kendine Sen onu düşünmeden uykuya dalacaksın
Sonra saçma sapan yataklarda uyanıp Saçma sapan içkileri karıştırıp Saçma sapan hikayelerde kalan O gereksiz insan olacaksın
O gereksiz insan olmak bar taburelerinde Her defasında daha yüksek volümlü Ve daha malt kokulu hıçkırıkların İtici olmaya başlıyor iyiden iyiye
Olmak istediğin insan olamayacaksın Yanında huzur bulduğun insanın Olmanı istediği insan olacaksın Ve sonra tv'de yeni bir dizi başlayacak
Özledim demenin manası yok Hele hele bunu kendine söylemenin hiç, hadi Güzel bir rüyaya ulaşsın uykun Güzel bir sabaha görünsün tanrın