19 Nisan 2012

Küllüğü Ortaya Koysana

Şu müziğin sesini kısar mısın biraz
Düşünmeye çalışıyorum!
Tamam al havlumu, şurda ve yerleri ıslatma lütfen
Ben de bilmiyorum neden,
Saçma alışkanlıklar işte
Kalan, eski ilişkilerden.

“Sığ kuyularda boğulan, derin konuşkanlıklardık,
Dinlemezdik hiçbirimiz, diğerinin maviliğini
Hatırlamıyorum şimdi sanırım hatırlarız sandık
Gerçekte var olmayan”


Alt çekmecede.
Mümkünse banyoda kurut saçlarını
Evet, kurutma makinesı nefret edicisiyim
Galiba saçlarından da nefret etmemek için
Uğraş vermeliyim.

“Doğrulara inandık.

Duvarlardı sırtımızda, duvarlardı her zaman.
Işık geçirmeyen evren, aydınlanmayan mekan.
Ne pencerelerimizde yağmur damlaları var,
Ne de açık kapılardan”


Hayır ilgilenmiyorum doğudaki savaşla
Hayır onlar şehit değil anlamıyorsun
Dinle, ben çok mu mutluyum sanıyorsun
Sadece bazen mantıksız ölmek, yaşamak için

“Giren yeni bir bahar.

Toprak için savaşıp, sonra toprak oldular...
Toprak için savaşıp, sonra toprak oldular...”


Allah kahretsin
Kafamı karıştırıyorsun her defasında.

“Toprak için savaşıp sonra toprak oldular,
Sabah erken kalkıp çizgi film izleyen çocuklar.
Gözlerinde şaşkınlık, titrek avuçlarından,
Son dualar, son küfürler geçti silahlarından.

Yarın bir başka gündü, bezgin bekirler sağlam.
Bütün başlar sağoldu, ölü yakınlarından.
İlk öpücük, ilk bira, ilk ihanet, ilk zina
Artık bir mazi oldu, toprağa dolduğundan.”


Hayır.
Bilmiyorum adapte olamıyorum bir türlü.
Yani fikir güzel aslında ama
Bu konuda şiir yazmak değil
Küfür etmek istiyorum
Evet var biraz
Evet asabiyim
Ne zaman gideceksin?
Tamam çabuk çık
Nasıl istersem öyle konuşurum
Peki, siktir git.
Tamam gelme...

"En taze rayihanda, sır olacak son veda
O sevimsiz rüzgarlar, vadilerde kalacak
Hemen unutacaklar, ne bir ses, ne bir seda
Adın bazen sevgilinin gözlerine dolacak
Ve giden yalnız sensin, yanında değil hüda
İnancın da makberde, ufunetle solacak
Kendi canın değilse, tabii kolaydır feda
Vatan sağolsun derken, hep insanlar ölecek."

Lanet olsun bu da bi şeye benzemedi…


(2008)