1 Ocak 2010

Eskiz Defteri-2


Sadakatimin dizginleri benim elimde
Benim gözlerim, gözlerine bakan
Hatırlıyorum Vermont'u
Ve diğer komik, utanç dolu günleri.

Bugün telaşlısın her zamankinden
Oysa vermeye hazırım ben tüm servetimi
Utangaçlık mı yoksa? Ona da tamam.
Tek, kabullen sana aidiyetimi

Vurma, yalvarırım vurma
Genç bir kızı sevgilisi öldürmemeli
Anlayamıyorum hiddetini, vurma,
Seviyorum seni.

Hiç doğmamalıydın dedi, son kez öperken.
bir iltifat mı hakaret mi?
kırmızı mı üstünde yattığım toprak?
yoksa az önce sıçrayan kanın rengi mi?

Adım Chatea, beni böyle çağırırlar
Dirseğimdeki iz dün akşamdan
Kulaklarım senin sesinle dolu
Ruhum nice zamandır ölü

---------------

Ellerinden tutup, nehre doğru yürüdü onunla
beyaz elbisesi içinde aşırı güzel göründüğünü söyledi
bir garip ıslık uzun saçlı adamın dudaklarında
Rüzgar savuruyordu kadının eteklerini

Kırmızı motifli bir beyaz elbise
Gösterir tüm evrene esmer bir kadının güzelliğini
Su seslerini duyabiliyorlar nerdeyse
Hissediyorlar yaş toprakların serinliğini

Sazlıklardan geçerken yan yanalardı
Sarı ayakkabısı ıslandı uzun saçlı adamın
Kuş sesleri duydular çok uzaklardan
Martılar olmalı.

Vahşi bir çiçeği takıp kadının kulağına
Mavi karanfillerin bulunduğu o yere geldi.
Büyük bir taş alıp vurdu kafasına
Hissedene kadar durmadı son nefesini

Öptü son kez, ikasının gururuyla
Tanrı diye haykırdı, gör yaptım işte
Gör, tapınmaya değer değilsin
Yaratmaksa iş, ölümü yarattım ben de

Ellerine baktı, Kırmızı ellerine
aklından geçenleri yapan ellerine
yıkadı cinayetini nehrin suyuyla
temizlendi düşünceleri

Bir resim var, ağustos başlarında çekilmiş
iki sevgili, gülümsemişler
biri öldürmüş duraksamadan
ötekini öldürmüşler.

---------------

Adım Pierra, beni böyle çağırırlar
Tanrılık vasfım dün akşamdan
Tüm kulaklar benim sesimle dolu
Ölenler benim irademle ölü

Beyaz elbiseli esmer kadınlar olmamalı
Dudakları alev atmamalı bir kadın öpüşürken
Chatea lar doğmamalı
Sadece biraz daha düzelttim dünyayı

Düşerken kolların incindi mi?
Korkmadın ya burnundan kanlar akarken.
Kavakların hışırtısından duyamıyorum seni
Biraz daha bağır yalvarırken

Bir kaç gündür bu kafa karışıklığı
Belki aylardır, bilmiyorum
insanların tasvip ettikleri değil beğendiklerim
Sizlerin gördüğü renkler değil gördüklerim

Öpüştük on dakika kadar
Ona Vermont'ta geçirdiğimiz o günü hatırlattım
Gülümsemek çok yakışıyor dudaklarına
Büyük bir taş bulmalıyım

Hiç yorum yok: